Kant’ın Vatandaşlık Teorisinde Edilgin Vatandaş Olarak Kadın

Yazarlar

  • Serpil Durğun Muş Alparslan Üniversitesi

DOI:

https://doi.org/10.33831/jws.v21i2.112

Anahtar Kelimeler:

Kant- toplum sözleşmesi- etkin vatandaş- edilgin vatandaş- bağımsızlık ilkesi- kadın doğası

Özet

Siyaset felsefesinde sözleşmeci teorisyenlerden biri olan Kant, yasama işlerinde yasaların yapılmasına iştirak eden, oy hakkına sahip olan kişiyi vatandaş olarak konumlandırır. Bu konumlandırma, Kant’ın vatandaşlığı bağımsızlık önkoşuluna dayandırmasıyla doğrudan ilişkilidir. Kant için bağımsızlık, kişinin hayatını kendi kendine idame ettirebilmesini sağlayan belli bir miktarda mülkiyete sahip olması anlamına gelir. Belli miktarda mülkiyete sahip olan kişi, başka birisinden emir almayacağından ve başkalarının korumasına da muhtaç olmayacağından kendi kendisinin efendisi durumundadır. Bağımsız kişiyi politik haklara sahip etkin vatandaş olarak konumlandıran Kant, mülk sahibi olmayanları bağımsızlık önkoşulunu sağlayamadıklarından edilgin vatandaş olarak görür. Tüm politik haklardan mahrum olan edilgin vatandaşlar devletin sadece uyruğudurlar. Kant, cumhuriyetin her üyesinin zamanla etkin vatandaşlık statüsüne yükselebilme ihtimalinin önünü açık tutmasına karşın, kadınların hiçbir zaman etkin vatandaşlık statüsüne yükselemeyeceklerini savunur. Bağımsızlık kriterinin önkoşulu olan mülk sahibi olma, kadın söz konusu olduğunda tüm işlevini yitirir. Kadın mülk sahibi olsa bile yine de bağımsızlık kriteri için yetersiz görülür. Kant bu düşüncesini, kadın doğası varsayımı ve evlilik sözleşmesi üzerinden temellendirir.

Yayınlanmış

2020-09-23

Nasıl Atıf Yapılır

Durğun, S. (2020). Kant’ın Vatandaşlık Teorisinde Edilgin Vatandaş Olarak Kadın. Kadın/Woman 2000, Journal for Women’s Studies, 21(2), 1–18. https://doi.org/10.33831/jws.v21i2.112